Paris'te Nereleri Gezmeliyim
Romantik atmosferi ile âşıkları kendisine çeken Paris,
sanatın mimariyle buluştuğu, geçmişte özgürlükler adına pek çok önemli olaya
tanıklık etmiş çok kültürlü bir metropol. Benim de şu ana kadar 4 kez ziyaret
etme şansına eriştiğim Paris gezilecek yerler konusundaki zenginliği ile her
türden gezgine keyifli dakikalar yaşatabilecek imkanlara sahip.
Paris gezilecek yerler yazısında neler var?
Paris Gezilecek Yerler Listesi & Önemli Tavsiyeler
1. Eyfel Kulesi
2. Notre Dame Katedrali
4. Montmartre Tepesi (Ressamlar Tepesi)
5. Sacre Coeur Bazilikası
6. Disneyland Paris
7. Şanzelize Caddesi & Zafer Takı
8. Lüksemburg Sarayı ve Bahçeleri
9. Orsay Müzesi
10. Opera Binası (Opéra national de Paris)
11. Pantheon
12. Versay Sarayı ve Bahçeleri
13. Sainte Chapelle
14. Les Invalides
15. Moulin Rouge
16. Pompidou Merkezi
17. Concorde Meydanı
18. Rodin Müzesi (Musee Rodin)
19. Paris Yer Altı Mezarları
20. Pere Lachaise Mezarlığı
Eyfel Kulesi
Sadece kentin değil tüm Fransa’nın sembolü olan Eyfel
Kulesi, pek çok gezgin için Paris gezilecek yerler dendiğinde akla gelen ilk
mekân.
Tasarımı Gustave Eiffel’e ait olan üç katlı kule, Fransız
Devrimi’nin 100. yıl kutlamaları çerçevesinde gerçekleştirilen Expo 1889
Fuarı’nın giriş kapısı olarak 1887-1889 yılları arasında inşa edilmiş. İlk
başta geçici olsa da çelik yapı, tamamlanmasının ardından çok fazla ilgi
gördüğü için kent silüetinin kalıcı bir parçası haline gelmiş.
Özellikle Paris’e ilk kez gidiyorsanız Eyfel Kulesi‘ndeki
seyir teraslarından birine çıkıp Paris’i doyasıya seyretmeden şehirden
ayrılmayın. 324 m yükseklikteki kulenin farklı katlarında toplam 3 seyir terası
ve restoranlar var. Kulenin tepesine çıkmak için asansörü kullanmanız, bunun için
de uzun bilet kuyruklarına girmeniz gerekiyor.
Zamandan tasarruf etmek için biletinizi haftalar öncesinden
internetten alabilir ya da düzenlenen turlara katılabilirsiniz. Altta hem
bireysel gezi için hem de turlar için linkleri bulabilirsiniz.
Notre Dame Katedrali
Fransa’nın en önemli dini yapısı olarak anılan Notre Dame
Katedrali, Keltler ve Romalılar tarafından da kutsal sayılan, Sen Nehri
kıyısındaki alana 1163-1334 yılları arasında inşa edilmiş. Gotik tarzı ile göz
kamaştıran katedral, 69 metre yüksekliğinde ikiz kulelere sahip.
Ana kapısının önünden geçen yolun “Kilometre Sıfır” olarak
adlandırıldığı dini yapının kulelerinden sonra en fazla ilgi çeken bölümleri
Batı Cephesi, Gülpencereler, Bakire Taçkapısı, Uçan Payangalar, Galerie des
Chimeres ve Hazine. Hz. İsa’nın dikenli tacı, aynı anda 9.000 kişinin ibadet
edebildiği görkemli yapının barındırdığı en değerli hazineyi oluşturuyor.
Dilerseniz katedralin kulelerine çıkıp şehrin güzel
manzarasını bir de buradan seyredebilirsiniz. Yalnız unutmayın, kulelere
yalnızca rezervasyonla çıkılabiliyor. “Jetfile” isimli uygulamayı indirip
rezervasyonunuzu yapabilirsiniz.
Louvre Müzesi
Louvre Müzesi yalnızca Paris’in değil dünyanın en önemli
müzeleri arasında yer alıyor. I.M. Pei tarafından tasarlanan Cam Piramit’in
giriş kısmını oluşturduğu Louvre Müzesi, Fransız İhtilali’nden sonra açılan ilk
müze unvanını taşıyor.
1. Bölge’de bulunan kültürel tesisin bulunduğu bina, ilk
olarak Viking akınlarını durdurmak için 1204’te Philippe Auguste tarafından
savunma amaçlı inşa ettirilmiş.
14. yüzyılda kraliyet ailesinin konakladığı saray, son
şeklini 1934 yılında almış. Richelieu, Sully ve Denon isimli üç kanadı bulunan
müzede başını Mona Lisa, Milo Venüsü, Marly Atları’nın çektiği 35 bine yakın
eser sergileniyor.
Müzedeki eserlerin tamamını görmek haftalar sürebilir. Bu
nedenle müze ziyaretiniz boyunca en önemli eserlere odaklanabilirsiniz.
Biletinizi internetten alarak uzun kuyruklardan kurtulabilirsiniz. Eğer müze
ziyareti için yeterli vaktiniz yoksa en azından müzenin çevresinde fotoğraf
çektirmeden şehirden ayrılmayın.
Montmartre Tepesi (Ressamlar Tepesi)
Montmartre, benim Paris gezilecek yerler listesindeki favori
yerlerimden. Pablo Picasso, Salvador Dali, Claude Monet, Vincent van Gogh gibi
isimlerin geçmişte kullandıkları stüdyolara ev sahipliği yaptığı için Ressamlar
Tepesi adıyla da tanınan Montmarte, birbirinden güzel evleri ve sanatla dolu
sokakları ile popüler hale gelmiş.
130 metre rakımlı tepe kentin en yüksek noktası olduğu için
aynı zamanda manzara izlemek isteyenler için de ideal bir bölge. Moulin Rogue
ve Lapin Agile gibi dünyaca ünlü eğlence mekânlarının bulunduğu yerleşimdeki en
görkemli yapı ise Sacre Coeur Bazilikası.
Montmartre’yi gezmenin en kolay ve hızlı yollarından bir
tanesi Moulin Rogue önünden kalkan Les Petits Trains de Montmartre adlı gezi
trenine binmek. Yetişkinler için 6,5 Euro olan tren 10.00-18.00 saatleri
arasında çalışıyor. Tur ise yaklaşık 40-60 dakika sürüyor.
Sacre Coeur Bazilikası
Eyfel Kulesi’nden Montmarte Tepesi’ne doğru baktığınızda ilk
fark edeceğiniz yapı olan Sacre Coeur Bazilikası, 1874 yılında gerçekleşen
Fransa-Prusya Savaşı’nda hayatını kaybeden 58.000 kişinin anısına 1875-1914
yılları arasında inşa edilmiş.
Notre Dame Katedrali’nden sonra gezginlerin Paris gezilecek
yerler listelerinde kendisine yer bulan ikinci popüler dini yapı konumundaki
bazilikanın kubbesi, manzara izlemek için en ideal noktalar arasında
gösteriliyor.
Montmartre Tepesi’nin simge yapısı olan bazilikanın içini
gezmek ücretsiz. Eğer dilerseniz bazilikanın çıkışta solda yer alan kubbeye de
çıkabilirsiniz lakin 300 basamak çıkmak zorunda kalacağınızı bilin.
Şanzelize Caddesi & Zafer Takı
Paris’in en ünlü ve lüks caddesi Şanzelize, XIV. Louis’nin
bahçıvanı Andre Le Notre tarafından Tuileries Bahçesi’nin manzarasını
genişletmek için 1667 yılında yaptırılmış.
Uzun yıllardır Tour de France’ın bitiş noktası olarak
kullanılan Şanzelize Caddesi ününü üzerinde bulunan lüks giyim mağazalarına,
kafelere, restoranlara ve Zafer Takı’na borçlu.
Yıl boyunca pek çok önemli kutlamaya ve anma törenine sahne
olan caddenin batısına doğru ilerlediğinizde karşınıza çıkacak Charles de
Gaulle Meydanı üzerindeki Zafer Takı’nın inşa süreci, 1806’da Napolyon Bonapart
tarafından başlatılmış ve Louis Philippe’in ülkeyi yönettiği 1836 yılında
tamamlanmış.
Üst kısmındaki seyir bölümünden Şanzelize’yi tüm görkemiyle
izleyebileceğiniz kapının altında, I. Dünya Savaşı’nda ölenlerin anısına inşa
edilen Meçhul Asker Mezarı bulunuyor. Zafer Takı’nın üzerinde yer alan seyir
terası üzerine çıkıp şehrin manzarasını seyredebilirsiniz.
Lüksemburg Sarayı ve Bahçeleri
Ülkenin en güzel saraylarından birisi olarak gösterilen
Lüksemburg Sarayı, IV. Henri’nin dul eşi Marie de Medici için Floransa’daki
Palazzo Pitti örnek alınarak 1615-1645 yılları arasında inşa edilmiş. Yıllar
içerisinde iç kısmında pek çok değişiklik yapılsa da eklenen bölümler sayesinde
saray, görkemini korumayı başarmış.
Günümüzde Fransa Senatosu’na ev sahipliği yapan ihtişamlı
yapının en önemli bölümünü, 25 hektarlık alanı kaplayan Lüksemburg Bahçeleri
oluşturuyor.
Tam ortasında sekizgen biçimli bir yapay gölün bulunduğu
bahçe, Floransa tarzında tasarlanmış. Yabancı gezginler kadar Fransızlar’ın da
tatil günlerinde piknik yapmak ve dinlenmek için gittikleri bahçede en çok
ilgiyi sarayın mimarı Salomon de Brosse gözetiminde yapılan Medici Çeşmesi
çekiyor.
Orsay Müzesi
EXPO 1889 için inşa edilen eski tren garında faaliyet
gösteren Orsay Müzesi, 1986 yılında dönemin Fransa Cumhurbaşkanı François
Mitterand tarafından açılmış.
Vincent van Gogh, Paul Cezanne, Edouard Manet, Claude Monet
gibi ünlü isimlerin birbirinden çarpıcı çalışmalarına ev sahipliği yapan müzede
1848-1914 arasında yaratılmış Fransız ve Avrupa sanat eserlerine yer veriliyor.
Empresyonist tabloların oluşturduğu koleksiyon müzede sergilenenlerin en
değerlisi olarak gösteriliyor.
Opera Binası (Opéra national de Paris)
Sanatseverler kadar mimariye düşkün gezginler tarafından da
Paris gezilecek yerler listesine alınacak bir mekân varsa, o yer kesinlikle
Paris Opera Binası’dır.
Ağırlıklı olarak opera ve bale performanslarının
sergilendiği yapıda faaliyet gösteren Paris Ulusal Operası, XIV. Louis’nin
emriyle 1669 yılında kurulmuş. Binada biri çağdaş, diğeri klasik mimariye sahip
iki ana salon bulunuyor.
Oldukça şık bir mimariye sahip çağdaş Opera Bastille, 2.700
koltuk kapasiteli ve 1989’da hizmete girmiş. İhtişamlı iç dekorasyonu ile bir
mücevheri andıran 1970 koltuklu Palais Garnier ise 1875’de açılmış. Ayrıca
Opera Bastille’in hemen altında 500 koltuk kapasiteli bir amfitiyatro
bulunuyor.
Comments
Post a Comment